CERN, ‘Büyük Patlama’ deneyine 14 Şubat 2010 tarihinde devam etmeye karar verdi. Dan Brown’ın Melekler ve Şeytanlar efsanesi Sevgililer Günü’nde sona mı erecek? Laboratuvardaki Büyük Patlama sonrası dünyada depremler ya da kara delikler oluğacak mı? CERN’de çalışan bilim adamları korkuyor mu? Peki yüzyılın deneyi daha önce neden durdurulmuştu? CERN’in kara gününde ne yaşandığ CERN için üye ülkeler ne kadar kaynak ayırıyor? Türkiye CERN’e üye olmak istiyor. Yıllık 50 milyon dolara mal olacak üyelik kabul edilecek mi? TRT Türk ekibi, yüzyılın deneyi olarak nitelendirilen Büyük Hadron çarpıştırıcısı (BHÇ) deneyinin yapıldığı Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi CERN’e girdi… Ve bu soruların yanıtlarını aradı
CERN – Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN) her ne kadar içinde nükleer kelimesi geçse de aslında dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı, yani korkulduğu gibi burada gizli nükleer araştırmalar ya da nükleer silahlar yapılmıyor, aksine amaç bundan 13.5 milyar yıl önce yaşadığımız evreni oluşturan maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamak… Dünya kamuoyu CERN’i 10 Eylül 2008’de Büyük Hadron çarpığtırıcısı (BHÇ) deneyi ile duydu. Uluslararası kanallar bu tarihi deneyi naklen ekranlara getirirken aslında ne CERN’i ne de deneyin neyi amaçladığını biliyordu. Ekranlarda sadece sevinç çığlıkları atan ve şampanya patlatan bilim adamları vardı. Dışarıdaki insanlar ise bu büyük deneyin karadelikleri ve depremleri tetikleyip dünya düzenini bozmasından korkuyordu. Bu olasılıkların hiçbiri gerçekleşmedi çünkü BHÇ çalıştırılmaya başlamasından dokuz gün sonra yani 19 Eylül günü arızalandı… Ve çarpışmalara bir yıl kadar ara verildi. Deneye şüpheyle yaklaşanlar rahat bir nefes alırken bilim adamları da sükut-u hayale uğradı. Ancak 14 yıl boyunca üzerinde kafa yorulan ve yaklaşık 8 milyar dolara mal olan böylesine devasa bir projeden bu kadar çabuk vazgeçilemezdi. CERN’deki bilim adamları aradan geçen bir yıl boyunca nerede hata yaptıklarını ararken, deneyin aksayan bölümlerini de tamir ettiler, araştırmalarına devam ettiler… Ve bu aralık ayında ajanslara bir haber düştü… BHÇ dünyadaki en yüksek enerjili proton çarpışmasını kaydetti…Gözler yine CERN’deydi. TRT Türk ekibi de bu deneyi daha yakından görmek ve anlamak için CERN’e girdi.
TRT Türk, evrenin oluğumunda ortaya çıkan parçacıkları arayan İsviçre’deki CERN Enstitüsü’ne girdi. Büyük Hadron çalıştırıcısı, bakıma alındı. Büyük deney ise Sevgililer Günü’nde başlayacak. Uzmanlar ayrıca Dan Brown’ın Melekler ve Şeytanlar romanının CERN’ü yansıtmadığını söylüyor. (Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi), her ne kadar içinde nükleer kelimesi geçse de aslında dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı, yani korkulduğu gibi burada gizli nükleer Araştırmalar ya da silahlar yapılmıyor, amaç bundan 13.5 milyar yıl önce evreni oluşturan maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamak.
Dünya kamuoyu CERN’ü 10 Eylül 2008’de Büyük Hadron çarpıştırıcısı deneyi ile duydu. En büyük korku ise bu deneyin karadelikleri ve depremleri tetikleyip dünya düzenini bozmasıydı. Ancak çarpıştırıcı 9 gün sonra bozuldu. Deneye 1 yıl ara verildi. 8 milyar dolara mal olan böyle bir deneyden vazgeçilemezdi. Deneyin aksayan bölümlerini tamir edildi ve Aralık ayında deney yeniden başladı. En büyük mıknatıs Sıra yerin 100 metre altında 27 km’lik tünelin bir bölümüne yerleştirilmiş dünyanın en büyük mıknatısını görmeye geliyor. CMS’in asıl amacı, manyetik gücünü kullanarak tünel içinde farklı yönlerde gönderilen protonları çarpıştırmak. Mıknatısı görmek için yolda aşılması gereken son engele, retina tarayıcısının olduğu kapıya ulaştık
Kitap gerçeği yansıtmıyor
KAPI önünde rehberimiz ve CMS’ten sorumlu Alman araştırmacı Wolfgang Zoiner ile göz göze geldiğimizde aklımızda aynı şey vardı. Dan Brown’ın vakumlu bir kutuda muhafaza edilen henüz bulunmamış anti madde ile Vatikan’ı havaya uçurma planları ve bu uğurda gözleri oyun ve cinayete kurban giden bilim adamları. Wolfgang, romanın CERN ile ilgili bölümünde sadece bu retina tarayıcısının gerçekçi olduğunu söyledi ve gülmeye başladı